Şu Kanlı Zalimin Ettiği İşler

Pir Sultan ABDAL... Az buçuk anlatmıştım "Açılın Kapılar" hikayesini. O kapılar açıldıktan sonra da bazı şeyler oldu. Ölüme giderken bile kendinden ödün vermedi Pir Sultan. Doğrularından ve hissettiklerinden, bunları dile getirmekten bir an olsun vazgeçmedi.

Biraz da o ölüm yürüyüşünde meydana gelenleri anlatayım...

Pir Sultan için idam sehpası hazırlanır. Halk onun ölümünü seyretsin diye meydana çağrılır. Pir Sultan gururlu ve başı dik bir şekilde idam sehpasına doğru ilerler. Hızır Paşa halkın Pir Sultan'ı taşlamasını emreder. Emre uymayanlar da Pir Sultan'la beraber asılacaktır. Orada bulunanlar Pir Sultanı istemeyerek de olsa taşlamaya başlar. Halkın içerisinde Pir Sultan'ın musahibi Ali Baba' da bulunmaktadır. Ali Baba, Pir Sultan'a taş atmaya kıyamayıp gül fırlatır.

Pir Sultan son adımlarını atarken şu sözler dökülür dilinden;

Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zar eyler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir tek gülü yaralar beni

Dar günümde dost düşmanım bell'oldu
On derdim var ise şimdi ell'oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni

Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz
Hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Şu illerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aşık Atışması (Taşlama)

Sefil Ali - Fatiha yorumu

Seher Vakti Çaldım Yarin Kapısını