Hüseynik'ten Çıktım Şeher Yoluna



Hüseynik’ten çıktım şeher yoluna
Kol ağrısı tesir etti canıma
Yaradanım merhamet et kuluna

Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne
Lütfü gelsin telgırafın başına
Bir tel versin Musul’da kardaşıma
Bu gençlikte neler geldi başıma

Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne

Telgrafın direkleri sayılmaz
Ati hanım baygın düşmüş ayılmaz
Böyle canlar teneşire koyulmaz

Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne

Dinlemekten ve söylemeden çok büyük keyif aldığım bir türküdür. Türkülerin sözleri her zaman anlamlıdır. Yük binmiştir sözcüklerin sırtına. Bazen anlarız, bazen anlayamayız. Hikayelerini duyunca daha bir oturur içimize. Eksik kalan yanlarını tamamlar hikayeler... Belki de gerçek oluşlarıdır bizleri onlara çeken şey.

Bakalım Hüseynik'de yaşananlar neymiş...

Ahmet adında ki bir gencin hikayesidir bu. Ahmet Osmanlı döneminde yaşadığı Musul'dan  alınarak Elazığ'a askerlik yapmak için gönderilir. Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra Kurtuluş Savaşı için askerde kalır. Birçok savaşa katılır. Savaşta yaralanır ve Elazığ'ın Hüseynik mahallesinde tedavi görmeye başlar. Ama kolu tutmaz hale gelir.

Taburcu olur ve Musul'a gitmeye karar verir. Ama Musul o dönem Osmanlı'dan ayrılmıştır. İyi olduğunu ailesine haber vermek için telgraf çekmeye karar verir. Sürekli şehre giderek bunun bir yolunu arar. Çünkü o dönemde bir telgraf çekmek bile çok zahmet gerektiren bir iştir. Gidiş gelişlerinde Atik adında bir hemşire ona yardım etmeye çalışır. Atik Hanım yolda yorgunluktan bayılır ve Ahmet onu tekrar hastahaneye götürmek zorunda kalır.

Telgrafın direkleri sayılmaz
Ati hanım baygın düşmüş ayılmaz
Böyle canlar teneşire koyulmaz "

O dönemlerde telgrafı en iyi kullanan kişinin adı Lütfü'dür. Ahmet telgrafı Lütfü'nün çekmesini ister. Ama o sırada Lütfü Ankara'ya gitmiştir. Ve bu kadar şanssızlığın üstüne bu sözler çıkar...


Lütfü gelsin telgırafın başına
Bir tel versin Musul’da kardaşıma
Bu gençlikte neler geldi başıma

Yazık oldu yazık şu genç ömrüme

Bilmem şu feleğin bana cevri ne "




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aşık Atışması (Taşlama)

Sefil Ali - Fatiha yorumu

Seher Vakti Çaldım Yarin Kapısını