Sefil Ali - Fatiha yorumu
Sefil Ali, Çorum'un Yazır köyünde dünyaya gelmiş. Küçük yaşta anne babasını kaybettiği için "Sefil" mahlası verilmiş. Sefillik onun giydiği bir hırka haline gelmiş.
İsim ne kadar alçak olursa, o kadar yüksek mertebededir dervişler. Bu yüzden her zaman alçak gönüllü olmaya özen gösterirler. Kibirden, bencillikten sıyrılarak ilahi aşka yönelirler.
Sefil Ali'nin Fatiha yorumu beni ilk dinlediğimden bu yana her dinleyişimde etkilemiştir. İnancın sadece duaları, ayetleri ezberlemekle olmadığını, onları yorumlayıp, yaşamak gerektiğini benimsetmiştir bana. Ve dahi insanın kendi anladığı dille bunu yapabileceğini kanıtlamıştır...
Sefil Ali'nin Fatiha'yı yorumlarken karşısındaki insana verdiği dersi o kişi anlamış mıdır bilemem. Ama benimsenmesi gereken şey, insanların dış görünüşüyle, diliyle, ırkıyla, etnik kökeniyle inançlı olup olmadığına karar verilemez. Ve buna karar vermek hiçbir kulun haddine değildir...
Anlattığım ve anlatacağım hikayelerin bir çoğunun söylence, rivayet olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır. Çünkü yazılı kaynakların yokluğu bu hassas konuları günümüze taşımayı zorlaştırmıştır. Kültürümüzde her şey söze dayalıdır. Bu çok önemli bir husustur. Çünkü bu sözlerde hakikat payı olmasa bu kadar taşınmaz.
Şimdi Sefil Ali'nin hikayesini anlatayım size...
Sefil Ali bir gün telli kuran'ı (bağlama) ile cami karşısında aşk eylemektedir. Aşka kapıldığı için caminin karşısında olduğunu fark etmeden çalıp söylemektedir. O sırada camideki birisi hiddetlenip kızar ona. "Dinsiz, imansız, kitapsız allahsız..." gibi bir takım ithamlarda bulunur. Hatta "Fatiha da bilmez" der. O sırada sazını çalmaya devam eder Sefil Ali hiç bozuntuya vermeden. Ve bu deyişi dile getirir...
Elhamdülilahi külha vallahi Cümle ayetlere taş olmadımı Rabbil alemindir alemler şahı Muminler gönlünde hoş olmadımı Errahmanirahim arşın binası Malikiyevmiddin elif anası İyya ke nağbüdü sevmeyen ağsı O mülkürün kalbi taş olmadımı Ve iyyakenestain hatmi kuranım İhtinas derdime derman kılanım Sıratelmustakim dinim imanım Mümine farz olan beş olmadımı Sıratellezine sırat mizanda Küllü günahları affeder anda Hatemini gördüm aslan ağzında Miraçda dostuna düş olmadımı Emantealahim ahir zamanı Budur muminler dini imanı Aşkın şarabından kevser sunanı Hep aşıklar bundan coş olmadımı Gayrilmağdubu aleyhim ali medet veleddallin derim isterim imdat Cömertsin ganisin elaman mürvet Ali ismi cümleye baş olmadımı Aminde salavat verenden koyma Muhammed aliyi dilinden sıyma Sırrını faş edip nadana uyma Nadan gavmi olan naş olmadımı Sefil alim yüz çevirme beyattan Dört kitap yazıldı yedi ayetten Muhammed aliyi sevdim gayetten Ahmet ismi ceme baş olmadımı..
İsim ne kadar alçak olursa, o kadar yüksek mertebededir dervişler. Bu yüzden her zaman alçak gönüllü olmaya özen gösterirler. Kibirden, bencillikten sıyrılarak ilahi aşka yönelirler.
Sefil Ali'nin Fatiha yorumu beni ilk dinlediğimden bu yana her dinleyişimde etkilemiştir. İnancın sadece duaları, ayetleri ezberlemekle olmadığını, onları yorumlayıp, yaşamak gerektiğini benimsetmiştir bana. Ve dahi insanın kendi anladığı dille bunu yapabileceğini kanıtlamıştır...
Sefil Ali'nin Fatiha'yı yorumlarken karşısındaki insana verdiği dersi o kişi anlamış mıdır bilemem. Ama benimsenmesi gereken şey, insanların dış görünüşüyle, diliyle, ırkıyla, etnik kökeniyle inançlı olup olmadığına karar verilemez. Ve buna karar vermek hiçbir kulun haddine değildir...
Anlattığım ve anlatacağım hikayelerin bir çoğunun söylence, rivayet olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır. Çünkü yazılı kaynakların yokluğu bu hassas konuları günümüze taşımayı zorlaştırmıştır. Kültürümüzde her şey söze dayalıdır. Bu çok önemli bir husustur. Çünkü bu sözlerde hakikat payı olmasa bu kadar taşınmaz.
Şimdi Sefil Ali'nin hikayesini anlatayım size...
Sefil Ali bir gün telli kuran'ı (bağlama) ile cami karşısında aşk eylemektedir. Aşka kapıldığı için caminin karşısında olduğunu fark etmeden çalıp söylemektedir. O sırada camideki birisi hiddetlenip kızar ona. "Dinsiz, imansız, kitapsız allahsız..." gibi bir takım ithamlarda bulunur. Hatta "Fatiha da bilmez" der. O sırada sazını çalmaya devam eder Sefil Ali hiç bozuntuya vermeden. Ve bu deyişi dile getirir...
Elhamdülilahi külha vallahi Cümle ayetlere taş olmadımı Rabbil alemindir alemler şahı Muminler gönlünde hoş olmadımı Errahmanirahim arşın binası Malikiyevmiddin elif anası İyya ke nağbüdü sevmeyen ağsı O mülkürün kalbi taş olmadımı Ve iyyakenestain hatmi kuranım İhtinas derdime derman kılanım Sıratelmustakim dinim imanım Mümine farz olan beş olmadımı Sıratellezine sırat mizanda Küllü günahları affeder anda Hatemini gördüm aslan ağzında Miraçda dostuna düş olmadımı Emantealahim ahir zamanı Budur muminler dini imanı Aşkın şarabından kevser sunanı Hep aşıklar bundan coş olmadımı Gayrilmağdubu aleyhim ali medet veleddallin derim isterim imdat Cömertsin ganisin elaman mürvet Ali ismi cümleye baş olmadımı Aminde salavat verenden koyma Muhammed aliyi dilinden sıyma Sırrını faş edip nadana uyma Nadan gavmi olan naş olmadımı Sefil alim yüz çevirme beyattan Dört kitap yazıldı yedi ayetten Muhammed aliyi sevdim gayetten Ahmet ismi ceme baş olmadımı..
Bir sünni olarak bu sözleri başımın üstünde taşırım....
YanıtlaSil